Bu isyanın esasında pek çok nedeni vardır. 1789 Fransız ihtilâlinden sonra Avrupa’da çıkan milliyetçilik akımı, Osmanlı'yı diğer Avrupalı ülkeler kadar çabuk etkilememişti. Hattâ Sultan III. Selim, “Nizâm-ı Cedîd” adı ile askerî, mülkî, idarî, ticarî, sosyal ve siyasî bir dizi ıslahat teşebbüslerine girişerek, devlete yeni bir hayatiyet ve canlılık getirdi. Bu durum; Rusya, Fransa ve İngiltere’nin hoşuna gitmiyordu. 1806’da çıkarılan Sırp isyanı, 1807’de Rusya’ya harp ilanı ve İngiliz donanmasının İskenderiye’yi işgali, tamamen Osmanlı Devleti'nin bu gelişme programını önlemeye yönelikti.
Nitekim bu faaliyetler, içeride de, III. Selim'in kurduğu modern Nizâm-ı Cedîd ordusunu istemeyen yeniçeriler ile menfaatperestleri ve Osmanlı Devletinin yıkılmasını isteyen hainleri harekete geçirdi. Akkâ yenilgisini bir türlü unutamayan Fransızların İstanbul Sefîri Sebastiani’nin teşviki ve Selânikli Sadaret Kaymakamı Köse Musa Pasa’nın tahrikleriyle âsiler, ayaklanmaya hazır hâle geldiler. Karadeniz Boğazı tabyalarındaki yeniçeriler ve yamaklar, gizlice, modern ve talimli yeni askerlere karşı kışkırtıldılar. Sadaret Kaymakamı Köse Musa Pasa’nın telkinleriyle, yamaklar, Haseki Halil Ağayı parçaladılar.
Bu hareket ile isyan başlatıldı. Büyükdere Çayırında toplanan âsiler, Kastamonulu Kabakçı Mustafa’yı lider seçtiler. İsyan genişledi. Beş yüz kadar âsi, İstanbul’a yürüdü. Âsileri, Levend Çiftliğindeki bir tabur nizamî asker durdurmaya kâfiyken, Köse Musa, Nizâm-ı Cedîd askerinin harekâtını durdurdu. Sultan III. Selim kan dökülmesini istemedi. Sultan III. Selim “Bu işlere sebep, benim hilmimdir (yumuşak huylu olmamdır)!” demesi üzerine, Köse Musa, âsileri teskin edeceğini ifade ederek, Nizâm-ı Cedîd askerlerinin kaldırıldığı hakkındaki fermanı çıkarttı.

"Rusçuk Yaranı" IV. Mustafa'nın hemen burada tutuklanması ve milislerin ivedilikle İstanbul'a girip III. Selim'i tekrar tahta geçirmesi idi. Fakat Alemdar bu öneriyi "mertliğe uygun değildir" diyerek reddetmişti.
Alemdar Kırcalı milisleri ve seymenleri ile Çırpıcı Çayrı'nda ordugah kurdu. Sadrazam ise şehirdeki konağına ve yanındaki askerlerde şehir kışlalarına gitmişlerdi. 20 ve 21 Temmuz'da yeni bir seri atama yapıldı ve özellikle Şeyhülislam'lığa Arapzade Arif Efendi getirildi. 21 Temmuz'da Alemdar ordusyla Alay Köşkü onunde IV. Mustafa'ya alay etti. Fakat IV. Mustafa Alemdar'ı sadrazam tayin etmeyip onu bir sadık, has ve kahraman kişi olarak övdükten sonra bütün Trakya ve Balkanlar üzerinde (Edirnekapi'dan Tuna Irmağı'na kadar yörelere) devlet murahhası ve serdarı olarak atandığını bir hatt-ı hümayunla ilan etti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder