Translate

16 Nisan 2014 Çarşamba

CEZAYİR VİLAYET OLUNCA
Kanuni Sultan Süleyman, Hızır Reis'in kıymetini bilir ona "Cezayir Beylerbeyi" payesi verir. Barbaros Hayreddin hattı hümayunu öper başına koyar. Hil'atı fahireyi omzuna atar, sorgucu sarığına, kattareyi boynuna asar. Som sırma ayetler yazılı yeşil sancakla, al flandarayı çekip İstanbul'a yelken açar. Kanuni onu tereddütsüz Kaptan-ı derya yapar, önüne koca imparatorluğun imkanlarını koyar. 
Hızır Reis Padişah duası alınca öyle mesrur olur ki nice yetim kızcağızları everip öksüz oğlancıkların elini tutar. 
O hızla Akdeniz'e çıkar ve bir anda yüzlerce tekne vurup binlerce esir tutar ki bunlar İspanyol kralının en seçme adamlarıdırlar. 
Hızır Reis eline geçen 36 amirali ne yapacağını alimlerden sorar. Cevap çok nettir: "Ey mücahidlerin başı! Bu adamlar hem kanlı katildir, hem de derya işlerinde ustadırlar. Serbest kalırlarsa yine denize çıkar ve Müslümanları kırarlar. Bunları ya hapseyle ya cellada yolla!"
Hızır Reis de gereğini yapar. 
Ancak bu amiraller içinde Kırando adlı biri vardır ki İspanya'nın en güçlü ailesine mensuptur. Akrabaları gelip kralı sıkıştırır Kırandoyu kurtar diye yalvarırlar. Kral güvendiği bir papazı Cezayir'e yollar. Adam Kırando'nun ölüsü için bile milyonlarca altın vermeye razıdır ancak Barbaros Hayreddin Paşa "bizim paraya ihtiyacımız yoktur, var Kralın olacak adama söyle benzer hadiseleri yaşamak istemiyorsa Müslüman kanı dökmekten vazgeçsin" diye haber yollar. 
Adamları "A be Reis" derler, "bu keferenin laşesini verip altınları alaydık ya!"
-Hayır! Murdarın alımı satımı caiz olmaz!
Tunus yerini bulunca
Barbaros bir ara Cezayir'e dönerken rüzgar onları Tunus sahillerine atar. Tunus Beyi "bize olacak oldu" der, pılısını pırtısını toplamadan çöle kaçar. Ağalar, kethüdalar baştardaya (amiral gemisine) gelip bağlılıklarını sunarlar. 
Hızır Hayreddin Reis "Ya İlah'el alemin" der, "sana malumdur ki bu günahkar kulunun buralara uğramak gibi bir niyeti yoktu. Sen her şeyin iyisini bilirsin, hakkımızda hayırlar eyle" deyip başını şükür secdesine koyar.
Tunuslular da baş başa verip "beyimiz Osmanlıya ihanet etti işi rast gitmedi, o ki üç tuğlu vezir yurdumuza gelmiş bize itaat yaraşır" der ve Barbaros'un yanında olurlar. 
Cezayir limanının hemen dışında bir ada ve iki burç vardır ki burası eskiden beri İspanyolların elindedir. Adamlar keyiflendikçe ateş açar şehirdeki evleri, minareleri vururlar. Çok mahir bir topçuları vardır ki özellikle müezzinleri öldürmeye bakar. Barbaros ada komutanına bir mühlet verip çıkmalarını ister. Ancak onlar harpte karar kılarlar. 
Müslümanlar 7 topla birden ateşe başlasalar da ejderhayı andıran iki burcu almak kolay olmaz. Barbaros o gece rüyasında bir pir görür, nurlu ihtiyar göbekli burcun lağımlarını gösterip fethin önünü açar. Lağımları barutla doldurup "mayna (teslim) olacak mısınız göğe ağdıralım mı" diye sorarlar. Papazlar "göğe ağmaktansa sağ kalmak yeğdir" deyip teslim olurlar. Ancak Müslümanları 140 gün uğraştırdıkları için alıp başını gidemez alayı esir olurlar. 
Sıra gelir San Pavlo burcuna, bunlar "biz Göbekli Burçtakiler gibi korkak değiliz, papaz sözüyle hareket etmeyiz" der direnirler. Ancak bu burç da fethedilir, 1200 esir ele geçer. Bunların 100 tanesi yüksek rütbelidir Barbaros onları şehre yollar ve o güne kadar top ateşi ile tahrip ettikleri ne kadar bina varsa yaptırtır. İbrişim kaldırmayan şövalyelere taş taşıtırlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder