Translate

23 Mart 2014 Pazar

TUĞRANIN YAPISI VE KULLANIMI
Padişahın kendisi ve babasının isminin yazıldığı kısma, taht, kürsü veya sere adı verilir. Buradan sola doğru uzanarak aşağıdan yukarıya doğru uzayan ve iç içe iki kavisten meydana gelen kısma ise, beyze veya sancak adı verilir.
1. Halk arasında sele de denilen, sözlük anlamı Açık duran baş parmağın ucundan işâret parmağının ucuna kadar olan uzaklık demek olan sere veya kürsü; tuğranın metin kısmıdır. Bunda pâdişâhın ve babasının adları ile Şah, Han, el-Muzaffer kelimeleri yazılıdır.
2. Beyze: Bin ile Han kelimelerinin 'n' harflerinin kıvrılmasıyla meydana gelen ve iç içe yazılan iki kavise denir. İç beyze ve dış beyze adı verilen bu iki kavis tuğranın sol tarafındadır. Dâimâ kelimesi bunun ortasındadır.
3. Tuğ veya elif: Tuğranın yukarıya uzanmış olan mızrak şeklindeki çekmeye (üç elife) verilen addır. Bunların üzerine flama gibi çekilen kıvrıklara zülüf veya zülfe denmektedir.
4. Tuğranın Kolları (Hançere veya kol): Beyzelerin devâmı olan ve el-Muzaffer kelimesinin üzerinden geçerek tuğranın sağına doğru paralel iki çizgi hâlinde uzanan kısma denir.
Önceleri; ahidname, menşur, name-i hümâyun, mülknâme, ferman, vakfiye, berat vb. üzerine ve ortaya yazılan tuğra, sonraları; para, defter ve kâğıtların başına bir hanedan arması halinde bayraklarda, pullarda ve resmi yapılarda da kullanıldı.
Tuğra, vesikalarda; tevki-i hümayun, nişan-ı hümâyun, nişan-ı şerif-i âlişan, misal-i meymun, alamet-i şerife, tuğra-i garra diye de isimlendirilmiştir.
Tuğra çekene; tuğrai, tevkii, nişancı, tuğrakeş ve tuğranüvis de denilirdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder