FRANSIZ EGEMENLİĞİNDE İTALYA
18. yüzyılın son yıllarında İtalya I. Napolyon tarafından işgal edilerek Fransız etkisi altına girdi. 1789 yılında ihtilal patlak verdiği zaman, İtalya’daki siyasi durum şöyleydi; Sardinya Krallığı, Milano Dükalığı, Cenova Cumhuriyeti, Venedik Cumhuriyeti, Toscana Grandükalığı, Papalık(Roma’da) ve Napoli-Sicilya Krallıkları varlık gösteriyordu. Bu devletlerin bazılarının başında ise, yabancı hanedanlar hüküm sürmekteydi.İtalya, direktörler döneminde Fransız orduları tarafından işgal edildiği zaman; Avusturya ve Prusya’nın bu devlete karşı başlattıkları savaşa, krallıkla yönetilen iki İtalyan devleti de(Sardinya ve Napoli) müttefik olarak katılmıştı. Direktörler yönetimi, Napolyon’a batıl inançlar ocağını söndürmek ve İtalya’yı canlandırmak için Papa’nın siyasal gücünü ortadan kaldırmasını emretmişti. Bu şekilde amaçlarının sadece Avusturya’yı yenerek, bu devleti barış yapmaya zorlamak değil; papalığın Hıristiyan nüfuz üzerindeki etkinliğini yok etmek olduğu açıklanmıştı.
Napolyon’un emrindeki ordular, 1796’da İtalya’ya girerek iki yıl içinde yarımadayı hem işgal etti; hem de Avusturya’yı barış yapmaya zorladı. Milano topraklarını işgal eden Napolyon, ardından Roma’ya yöneldi. Papa'yı ağır bir tazminat ödemeye mahkum ettikten sonra bu kez de kuzeye, Alpleri aşarak Avusturya’ya girdi. Yine durmadı ve son bir hamleyle 12 Mayıs 1797 tarihinde Venedik'i de işgal etti.Anavatanın tehlikeye düştüğünü gören Avusturya, 18 Ekim 1797 tarihinde Napolyon ile "Compo Formio" antlaşmasını imzaladı.İmzalanan bu antlaşma ile Avusturya, savaşlardan çekildiğini duyuruyordu.
Venedik ve civarları Avusturya’da kalırken, Dalmaçya kıyıları Fransa’ya bağlandı. Ayrıca İonien adaları da Fransa’ya verildi. Artık İtalya’ya iyice yerleşen Fransa genişlettiği hakimiyet alanlarıyla Osmanlı Devleti’ne komşu olmuştu.
1796-1814 yılları arasında İtalya’daki etkinliğini sürdüren Fransa egemenliği, siyasi açıdan iki döneme ayrılır:
Birinci evrede Napolyon, yarımada üstünde yıkılan eski devletçikler yerine; yeni bazı cumhuriyetler kurmuştur. İkinci evrede ise kurduğu bu cumhuriyetleri krallıklara çevirerek asıl amacını gerçekleştirmiştir.
Fransız İhtilali ve bunun ortaya çıkardığı Yurttaş ve İnsan Hakları Bildirisi’nde ifade edilenlerin farkında olan ve bunları benimseyen İtalyan özgürlükçüleri, ilk etapta Napolyon ve ordusunu büyük bir sevinçle karşılamıştı. Çünkü bundan sonra bağımsız ve aynı zamanda birleşik bir İtalya’nın kurulacağını düşünüyorlardı. Fakat Napolyon’un niyeti hiç de böyle değildi. Napolyon, düzeni sadece isim üzerinde değiştirmekle yetindi.Eski krallık ya da dukalıkların yeni adı cumhuriyet oldu. İşgalin başlarında yarımada da Fransa’ya bağlı iki cumhuriyet kurulmuştu. Bunlar Milano’da Cisalpina ve Cenova’daki Liguria Cumhuriyetleri idi. Bundan sonraki birbirini izleyen yıllarda cumhuriyetler, krallıkların yerini teker teker doldurdu. Fakat bütün bunlara rağmen bu cumhuriyetler, Napolyon’un imparator olmasıyla adlarını ve niteliklerini kaybetmişlerdir. 26 Mayıs 1805’te Napolyon İtalya Krallığı tacını giydiğinde, yarımadada üç krallık kurmuştu:
Böylece sahipsiz kalan Venedik ve Milano bölgeleri Avusturya’nın egemenliği altına girmiştir. Artık Fransız işgalinden kurtulmuş olan İtalya, 1815 senesinde yapılan Viyana Kongresi’nden istediklerini alamadı.
18. yüzyılın son yıllarında İtalya I. Napolyon tarafından işgal edilerek Fransız etkisi altına girdi. 1789 yılında ihtilal patlak verdiği zaman, İtalya’daki siyasi durum şöyleydi; Sardinya Krallığı, Milano Dükalığı, Cenova Cumhuriyeti, Venedik Cumhuriyeti, Toscana Grandükalığı, Papalık(Roma’da) ve Napoli-Sicilya Krallıkları varlık gösteriyordu. Bu devletlerin bazılarının başında ise, yabancı hanedanlar hüküm sürmekteydi.İtalya, direktörler döneminde Fransız orduları tarafından işgal edildiği zaman; Avusturya ve Prusya’nın bu devlete karşı başlattıkları savaşa, krallıkla yönetilen iki İtalyan devleti de(Sardinya ve Napoli) müttefik olarak katılmıştı. Direktörler yönetimi, Napolyon’a batıl inançlar ocağını söndürmek ve İtalya’yı canlandırmak için Papa’nın siyasal gücünü ortadan kaldırmasını emretmişti. Bu şekilde amaçlarının sadece Avusturya’yı yenerek, bu devleti barış yapmaya zorlamak değil; papalığın Hıristiyan nüfuz üzerindeki etkinliğini yok etmek olduğu açıklanmıştı.
Napolyon’un emrindeki ordular, 1796’da İtalya’ya girerek iki yıl içinde yarımadayı hem işgal etti; hem de Avusturya’yı barış yapmaya zorladı. Milano topraklarını işgal eden Napolyon, ardından Roma’ya yöneldi. Papa'yı ağır bir tazminat ödemeye mahkum ettikten sonra bu kez de kuzeye, Alpleri aşarak Avusturya’ya girdi. Yine durmadı ve son bir hamleyle 12 Mayıs 1797 tarihinde Venedik'i de işgal etti.Anavatanın tehlikeye düştüğünü gören Avusturya, 18 Ekim 1797 tarihinde Napolyon ile "Compo Formio" antlaşmasını imzaladı.İmzalanan bu antlaşma ile Avusturya, savaşlardan çekildiğini duyuruyordu.
Venedik ve civarları Avusturya’da kalırken, Dalmaçya kıyıları Fransa’ya bağlandı. Ayrıca İonien adaları da Fransa’ya verildi. Artık İtalya’ya iyice yerleşen Fransa genişlettiği hakimiyet alanlarıyla Osmanlı Devleti’ne komşu olmuştu.
1796-1814 yılları arasında İtalya’daki etkinliğini sürdüren Fransa egemenliği, siyasi açıdan iki döneme ayrılır:
Birinci evrede Napolyon, yarımada üstünde yıkılan eski devletçikler yerine; yeni bazı cumhuriyetler kurmuştur. İkinci evrede ise kurduğu bu cumhuriyetleri krallıklara çevirerek asıl amacını gerçekleştirmiştir.
Fransız İhtilali ve bunun ortaya çıkardığı Yurttaş ve İnsan Hakları Bildirisi’nde ifade edilenlerin farkında olan ve bunları benimseyen İtalyan özgürlükçüleri, ilk etapta Napolyon ve ordusunu büyük bir sevinçle karşılamıştı. Çünkü bundan sonra bağımsız ve aynı zamanda birleşik bir İtalya’nın kurulacağını düşünüyorlardı. Fakat Napolyon’un niyeti hiç de böyle değildi. Napolyon, düzeni sadece isim üzerinde değiştirmekle yetindi.Eski krallık ya da dukalıkların yeni adı cumhuriyet oldu. İşgalin başlarında yarımada da Fransa’ya bağlı iki cumhuriyet kurulmuştu. Bunlar Milano’da Cisalpina ve Cenova’daki Liguria Cumhuriyetleri idi. Bundan sonraki birbirini izleyen yıllarda cumhuriyetler, krallıkların yerini teker teker doldurdu. Fakat bütün bunlara rağmen bu cumhuriyetler, Napolyon’un imparator olmasıyla adlarını ve niteliklerini kaybetmişlerdir. 26 Mayıs 1805’te Napolyon İtalya Krallığı tacını giydiğinde, yarımadada üç krallık kurmuştu:
- Tyrhenienne Krallığı,
- İtalya Krallığı,
- Napoli Krallığı.
Böylece sahipsiz kalan Venedik ve Milano bölgeleri Avusturya’nın egemenliği altına girmiştir. Artık Fransız işgalinden kurtulmuş olan İtalya, 1815 senesinde yapılan Viyana Kongresi’nden istediklerini alamadı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder