CEZAYİR BAĞIMSIZLIK SAVAŞI
20. yüzyılın en önemli bağımsızlık savaşlarındandır. Cezayirli Müslüman Araplar ile Avrupalı Cezayirlilerin arasındaki sürtüşmenin, 130 yıllık koloni yönetimine karşı bir isyana dönüşmesiyle başlamıştır. Demokratik Özgürlüklerin Zaferi Hareketi (MTLD) adını alan Cezayir Halk Partisi 1950'de Fransız yönetimine karşı eylemlere başladı. 1952'de önemsiz bir suçtan yargılanan Ferhat Abbas'ın davası yönetimi hedef alan bir propaganda aracına dönüştü. MTLD ve Cezayir Ulema Cemiyeti yöneticileri de Arap devletlerinden destek sağlama çabalarını yoğunlaştırdı.
Messali Hac'ın önderliğinden hoşnut olmayan bir grup gencin oluşturduğu Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin (FLN) 31 Ekim 1954'te Betna ve Aures'te başlattığı ayaklanma yoğun bir tutuklama kampanyasına yol açtı. Ertesi yıl Ayn Abid'de ve el-Alia madenlerinde patlak veren ayaklanma, Avrupalılara yönelik bir kıyım hareketine dönüştü; yönetim buna idamlarla karşılık verdi. 1956'da Fransa'da iktidara gelen hükümetin valiliğe atadığı Robert Lacoste, direnişi zorla bastırma politikasına yöneldi. Ülkenin iç kesimlerinde giderek denetimi sağlayan FLN'nin etkisini kırmak amacıyla Cezayir'e 500 bin kişilik bir Fransız ordusu gönderildi. Bu sırada daha önce silahlı mücadeleye karşı çıkan milliyetçi önderlerin çoğu FLN'ye katılmaya başladılar.
Bağımsızlığına yeni kavuşan Fas ve Tunus'un Cezayir sorununa bir çözüm bulmak amacıyla 1956'da görüşmeye çağırdığı Cezayirli önderlerin yakalanarak hapse atılması, ayaklanmanın daha da genişlemesine neden oldu. Ertesi yıl direnişçiler şiddet eylemlerine başladı. Cezayir'e gönderilen Fransız paraşütçü birlikleri bu girişimleri engelledi ve yoğun işkence uygulaması başladı. Direnişçilerin sızmalarını engellemek amacıyla Cezayir'in Tunus ve Fas sınırına dikenli tel örgüler çekildi. Bu engelin gerisinde kalan 30 bin kişilik Cezayir ordusunun saldırılarını sürdürmesi üzerine, Fransızlar Şubat 1958'de bir Tunus sınır köyünü bombaladı. Bu olay Fransa - Tunus ilişkilerinin gerginleşmesine ve Birleşik Krallık ile ABD'nin arabuluculuk girişimlerine yol açtı.
Nisan 1958'de Tanca'da toplanan Magrip Birliği Kongresi'nde alınan bir kararla Cezayir Cumhuriyeti Geçici Hükümeti (GPRA) oluşturuldu.Bu sırada Avrupalı Cezayirlilerin Fransa ile birleşme amacıyla yürüttüğü mücadele de kızıştı. Gerginliğin Fransa'da yol açtığı bunalım sonucunda geniş yetkilerle iktidara gelen Charles de Gaulle, Cezayirli Fransızların baskısına karşın, soruna siyasi bir çözüm bulmaya yöneldi. Arap devletleri ile sosyalist ülkelerden destek gören GPRA ile Mayıs 1961'de resmi görüşmelerin başlamasından sonra, Fransız göçmenlerin kurduğu Gizli Ordu Örgütü (Organisation Armée Secrète, OAS) sivil halka yönelik acımasız şiddet eylemlerine girişti. Altı aylık bir aradan sonra yeniden başlayan görüşmeler 18 Mart 1962'de anlaşmayla sonuçlandı. Geçici bir hükümetin gözetiminde yapılacak bir referandumda onaylanmak koşuluyla, Cezayir'in bağımsızlığı tanındı. Ayrıca bağımsızlıktan sonra Fransa ile ilişkilerin sürdürülmesi ve Avrupalıların uyruk belirlemede serbest bırakılması öngörüldü. 1 Temmuz 1962'de yapılan referandumda 6 milyon kişi bağımsızlık lehinde, 16 bin kişi aleyhte oy kullandı.
8 yıl süren Cezayir Bağımsızlık Savaşı'nda 2 milyon köylü toprağını terk etmek zorunda kalırken, 250 bin müslüman yaşamını yitirdi.
20. yüzyılın en önemli bağımsızlık savaşlarındandır. Cezayirli Müslüman Araplar ile Avrupalı Cezayirlilerin arasındaki sürtüşmenin, 130 yıllık koloni yönetimine karşı bir isyana dönüşmesiyle başlamıştır. Demokratik Özgürlüklerin Zaferi Hareketi (MTLD) adını alan Cezayir Halk Partisi 1950'de Fransız yönetimine karşı eylemlere başladı. 1952'de önemsiz bir suçtan yargılanan Ferhat Abbas'ın davası yönetimi hedef alan bir propaganda aracına dönüştü. MTLD ve Cezayir Ulema Cemiyeti yöneticileri de Arap devletlerinden destek sağlama çabalarını yoğunlaştırdı.
Messali Hac'ın önderliğinden hoşnut olmayan bir grup gencin oluşturduğu Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin (FLN) 31 Ekim 1954'te Betna ve Aures'te başlattığı ayaklanma yoğun bir tutuklama kampanyasına yol açtı. Ertesi yıl Ayn Abid'de ve el-Alia madenlerinde patlak veren ayaklanma, Avrupalılara yönelik bir kıyım hareketine dönüştü; yönetim buna idamlarla karşılık verdi. 1956'da Fransa'da iktidara gelen hükümetin valiliğe atadığı Robert Lacoste, direnişi zorla bastırma politikasına yöneldi. Ülkenin iç kesimlerinde giderek denetimi sağlayan FLN'nin etkisini kırmak amacıyla Cezayir'e 500 bin kişilik bir Fransız ordusu gönderildi. Bu sırada daha önce silahlı mücadeleye karşı çıkan milliyetçi önderlerin çoğu FLN'ye katılmaya başladılar.
Bağımsızlığına yeni kavuşan Fas ve Tunus'un Cezayir sorununa bir çözüm bulmak amacıyla 1956'da görüşmeye çağırdığı Cezayirli önderlerin yakalanarak hapse atılması, ayaklanmanın daha da genişlemesine neden oldu. Ertesi yıl direnişçiler şiddet eylemlerine başladı. Cezayir'e gönderilen Fransız paraşütçü birlikleri bu girişimleri engelledi ve yoğun işkence uygulaması başladı. Direnişçilerin sızmalarını engellemek amacıyla Cezayir'in Tunus ve Fas sınırına dikenli tel örgüler çekildi. Bu engelin gerisinde kalan 30 bin kişilik Cezayir ordusunun saldırılarını sürdürmesi üzerine, Fransızlar Şubat 1958'de bir Tunus sınır köyünü bombaladı. Bu olay Fransa - Tunus ilişkilerinin gerginleşmesine ve Birleşik Krallık ile ABD'nin arabuluculuk girişimlerine yol açtı.
Nisan 1958'de Tanca'da toplanan Magrip Birliği Kongresi'nde alınan bir kararla Cezayir Cumhuriyeti Geçici Hükümeti (GPRA) oluşturuldu.Bu sırada Avrupalı Cezayirlilerin Fransa ile birleşme amacıyla yürüttüğü mücadele de kızıştı. Gerginliğin Fransa'da yol açtığı bunalım sonucunda geniş yetkilerle iktidara gelen Charles de Gaulle, Cezayirli Fransızların baskısına karşın, soruna siyasi bir çözüm bulmaya yöneldi. Arap devletleri ile sosyalist ülkelerden destek gören GPRA ile Mayıs 1961'de resmi görüşmelerin başlamasından sonra, Fransız göçmenlerin kurduğu Gizli Ordu Örgütü (Organisation Armée Secrète, OAS) sivil halka yönelik acımasız şiddet eylemlerine girişti. Altı aylık bir aradan sonra yeniden başlayan görüşmeler 18 Mart 1962'de anlaşmayla sonuçlandı. Geçici bir hükümetin gözetiminde yapılacak bir referandumda onaylanmak koşuluyla, Cezayir'in bağımsızlığı tanındı. Ayrıca bağımsızlıktan sonra Fransa ile ilişkilerin sürdürülmesi ve Avrupalıların uyruk belirlemede serbest bırakılması öngörüldü. 1 Temmuz 1962'de yapılan referandumda 6 milyon kişi bağımsızlık lehinde, 16 bin kişi aleyhte oy kullandı.
8 yıl süren Cezayir Bağımsızlık Savaşı'nda 2 milyon köylü toprağını terk etmek zorunda kalırken, 250 bin müslüman yaşamını yitirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder