Ermeni güçleri 1992
yılının 25 Şubatı 26 Şubat'ta bağlayan gecede bölgedeki 366. Alayın da
desteği ile önce giriş ve çıkışını kapadığı Hocalı kasabasında, Azeri
resmî kaynaklarına göre, 83 çocuk, 106 kadın ve 70'den fazla yaşlı dahil
olmak üzere toplam 613 sakin öldürülmüş, toplam 487 kişi ağır
yaralanmıştır. 1275 kişi ise rehin alınmış ve 150 kişi ise kaybolmuştur.
Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun
yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başları kesildiği görülmüştür. Hamile
kadınlar ve çocukların da maruz kaldığı tespit edilmiştir.
Eski ASALA eylemcilerinden Monte Melkonyan, Hocalı'ya yakın bölgede Ermeni askeri birliklere komutanlık yapmış ve katliamdan bir gün sonra Hocalı çevresinde gördüklerini günlüğünde anlatmıştır. Melkonyan'ın olümünden sonra, Markar Melkonyan kardeşinin günlüğünü Benim Kadeşimin Yolu (My Brother's Road) başlığıyla ABD'de çikardığı kitapta Hocalı katliamını şöyle tasvir ediyor :
Bugünkü Ermenistan cumhurbaşkanı ve savaş süresinde Karabağ'da Ermeni güçlerine kumandanlık yapmış Serj Sarkisyan'ın İngiliz araştırmacısı ve yazarı Thomas De Waal'a söylediklerine göre :
Ermenistan Maslahatgüzar'ı Movses Abelyan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na
Ermenistan Dış İşleri Bakanlığı tarafından takdim ettiği mektupda,
Azerbaycan'ın olayı "utanmazcasına kullandığını" söylemiştir. Abelyan,
eski Azerbaycan cumhurbaşkanı Ayaz Mutallibov'un Çek gazeteci Dana Mazalova ile yaptığı ve 2 Nisan 1992'de Rusya'nın Nezavisimaya Gazeta
gazetesinde yayımlanan röportaja dayanarak, sivillerin kaçışını
kolaylaştırmak amacıyla Karabağ'daki Ermenilerin açmış olduğu dağ
geçidinden yerli halkın kaçışının Azerbaycan Halk Cephesi militanları tarafından önlendiğini savunmuştur..
Ayrıca Abelyan, Ermenilerin Azeri sivillere beyaz bayrak ile kasabayı
terketme çağrısında bulunduğunu söyleyen bir Azeri kadınının sözünden
alıntı yapan İnsan Hakları İzleme Örgütü Helsinki Watch bölümünün Eylül 1992 raporuna dayanarak, gerçekten Azeri militanlarının kaçmaya çalışanları vurduğunu yazmıştır.
Daha sonraki röportajlarda Mutallibov, Ermenileri kendi sözlerini bariz şekilde yanlış yorumlaması gerekçesiyle suçlamış ve sadece, "Azerbaycan Halk Cephesi Hocalı katliamının sonuçlarını kendi siyasi çıkarlarına kullandı" diye söylediğini vurgulamıştır.
İlaveten, İnsan Hakları İzleme Örgütü İcra Direktörü, sivil ölümlere Karabağ Ermeni güçlerinin doğrudan sorumlu olduğunu, hem kendi raporu hem de Memorialın raporunun Azeri güçlerin sivillerin kaçışını engellediğine ve sivillere ateş açtığına dair argümanı destekleyen herhangi delilin içermediğini ifade etmiştir.
Eski ASALA eylemcilerinden Monte Melkonyan, Hocalı'ya yakın bölgede Ermeni askeri birliklere komutanlık yapmış ve katliamdan bir gün sonra Hocalı çevresinde gördüklerini günlüğünde anlatmıştır. Melkonyan'ın olümünden sonra, Markar Melkonyan kardeşinin günlüğünü Benim Kadeşimin Yolu (My Brother's Road) başlığıyla ABD'de çikardığı kitapta Hocalı katliamını şöyle tasvir ediyor :
Bir gece önce akşam 11 civarında, 2.000
Ermeni savaşçısı, Hocalı'nın üç tarafındaki yüksekliklerden ilerleyerek,
kasaba sakinlerini doğudakı açılışa doğru sıkıştırmışlar. 26 Şubat
sabahına kadar mülteciler Dağlık Karabağın doğu yüksekliklerine ulaşmış
ve aşağıdakı Azeri kenti olan Ağdam'a
doğru inmeye başlamışlar. Burdaki tepeciklerde yerleşen sivilleri
güvenli arazide takip eden Dağlık Karabağ askerleri onlara ulaşmışlar.
Mülteci kadın Reise Aslanova İnsan Hakları İzleme Örgütüne verdiği
açıklamada "Onlar sürekli ateş ediyorlardı" diye konuşmuştu. Arabo'nun
savaşçıları daha sonra uzun zaman kalçalarında taşıdıkları bıçakları
kınlarından çıkarakak bıçaklamaya başlamışlar.
Şu anda yalnız kuru çimenden esen rüzgarın sesi ıslık çalıyordu, ve ceset kokusunu uçurması için bu rüzgar henüz erkendi. Monte üzerinde kadınların ve çocukların kırılmış kuklalar gibi saçıldığı çimene eğilerek "Disiplin yok" diye fısıldadı. O bu günün önemini anlıyordu: bu gün Sumgayıt Pogromunun dördüncü yıldönümüne yaklaşıyordu. Hocalı stratejik bir amaç olmasından başka aynı zamanda bir öç alma eylemiydi. |
Hocalıdan önce, Azerbaycanlılar bizim şaka yaptığımızı sanıyordu, Ermenilerin sivil topluma karşı el kaldırmayacaklarını sanıyorlardı. Biz bunu [stereotipi] kırmayı başardık. Ve olay işte bu. Ayni zamanda o delikanlıların arasında Bakü'den ve Sumgayıt'tan kaçanlarında olmasını anlamalıyız. |
Daha sonraki röportajlarda Mutallibov, Ermenileri kendi sözlerini bariz şekilde yanlış yorumlaması gerekçesiyle suçlamış ve sadece, "Azerbaycan Halk Cephesi Hocalı katliamının sonuçlarını kendi siyasi çıkarlarına kullandı" diye söylediğini vurgulamıştır.
İlaveten, İnsan Hakları İzleme Örgütü İcra Direktörü, sivil ölümlere Karabağ Ermeni güçlerinin doğrudan sorumlu olduğunu, hem kendi raporu hem de Memorialın raporunun Azeri güçlerin sivillerin kaçışını engellediğine ve sivillere ateş açtığına dair argümanı destekleyen herhangi delilin içermediğini ifade etmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder