* Kaplumbağalara hangi renk toprak yedirirse ısırılan lale soğanı o renkte çiçek açıyordu. *
“Kâğıthane deresinden ve can kuyusundan gelen tatlı suların karışımından oluşan havuzda Hafız Çelebi eğir otu yetiştiriyor. Beslediği kaplumbağaları da eğir köküyle besliyordu. Hafız Çelebinin de bütün sermayesi bu kaplumbağalardı.
Kimse bilmezdi ama Çelebi güz mevsimi geldiğinde, lale soğanlarını toprağa gömmeden evvel bu kaplumbağaları toplar, iki gece tahta kasalar içinde bekletir, bu sırada kasaların zeminine değişik renklerde toprak boya yığar, boyaların arasına nane ve fesleğen unu karıştırıp kaplumbağaların onunla beslenmesini sağlar, sonra onları boş kasalara alıp iki üç gün aç bırakır ve bu sefer de önlerine yiyecek olarak lale soğanlarını koyardı. Kaplumbağa salyası bulaşan soğanları bu sefer besili koyunlardan aldığı kuyruk yağına yatırıp bir gece bekletir, ertesi gün toprağa gömerdi. Bu usulü bulasıya kadar tam otuz yıl denemeler yapmış ve nihayet istediği renkte lale elde etmeyi başarmıştı.
Kaplumbağalara hangi renk toprak yedirirse ısırılan lale soğanı o renkte çiçek açıyordu.
Bunun içindir ki Hafız Çelebi, bahçesindeki yeni soğanların ne renkte laleler vereceğini daha toprağa diktiği günden itibaren bilir, bunu herkese ilan eder, bütün bir kış insanları merakta bırakır, bahar gelince de laleler tam onun istediği renklerde büyürdü. Hafız Çelebi ertesi yılda yeni bir tonda lale yetiştirerek herkesi yeniden şaşırtırdı.”
“Kâğıthane deresinden ve can kuyusundan gelen tatlı suların karışımından oluşan havuzda Hafız Çelebi eğir otu yetiştiriyor. Beslediği kaplumbağaları da eğir köküyle besliyordu. Hafız Çelebinin de bütün sermayesi bu kaplumbağalardı.
Kimse bilmezdi ama Çelebi güz mevsimi geldiğinde, lale soğanlarını toprağa gömmeden evvel bu kaplumbağaları toplar, iki gece tahta kasalar içinde bekletir, bu sırada kasaların zeminine değişik renklerde toprak boya yığar, boyaların arasına nane ve fesleğen unu karıştırıp kaplumbağaların onunla beslenmesini sağlar, sonra onları boş kasalara alıp iki üç gün aç bırakır ve bu sefer de önlerine yiyecek olarak lale soğanlarını koyardı. Kaplumbağa salyası bulaşan soğanları bu sefer besili koyunlardan aldığı kuyruk yağına yatırıp bir gece bekletir, ertesi gün toprağa gömerdi. Bu usulü bulasıya kadar tam otuz yıl denemeler yapmış ve nihayet istediği renkte lale elde etmeyi başarmıştı.
Kaplumbağalara hangi renk toprak yedirirse ısırılan lale soğanı o renkte çiçek açıyordu.
Bunun içindir ki Hafız Çelebi, bahçesindeki yeni soğanların ne renkte laleler vereceğini daha toprağa diktiği günden itibaren bilir, bunu herkese ilan eder, bütün bir kış insanları merakta bırakır, bahar gelince de laleler tam onun istediği renklerde büyürdü. Hafız Çelebi ertesi yılda yeni bir tonda lale yetiştirerek herkesi yeniden şaşırtırdı.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder