ÇANAKKALE KRİZİ
İzmir'in 9 Eylül 1922'de kurtuluşundan sonra Türk Ordusu'na bağlı bağlı birlikler Çanakkale'den başlayan tarafsız bölge üzerinden İstanbul'a doğru ilerlemeye başladı. Birleşik Krallık Bakanlar Kurulu, 15 Eylül 1922 tarihinde bir araya geldi ve İngiliz kuvvetlerinin konumlarını koruması gerektiğine karar verdi. Ertesi gün, Dışişleri Bakanı Lord Curzon'un yokluğunda, bazı kabine bakanları Türkiye'nin Sevr Antlaşması'nı ihlal ettiği gerekçesiyle, İngiltere ve dominyonları tarafından Türkiye'yi bir savaş ilanı tebliği ile tehdit etti. 18 Eylül'de Fransa'da bu konuyu görüştükten sonra ülkesine geri dönen Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Lord Curzon, Fransa Başbakanı Raymond Poincaré tarafından geri çağrıldı. 20 Eylül'de tekrar Fransa'ya gelen Curzon'a Poincaré, Çanakkale'de bulunan Fransız birliklerinin derhal geri çekilmeye başladığını bildirdi ve ateşkes yapılması için sert bir dille azarladı.
İngiliz halkı, Çanakkale'de Türklerle tekrar savaşa gitme olasılığı ile paniğe kapıldı. Dominyonlar, Başbakan David Lloyd George'un bu konu hakkında danışmaması üzerine hiç bir kuvvet göndermeyeceklerini açıkladılar. Kanada Başbakanı Mackenzie King, durumun 8 yıl önce patlak veren I. Dünya Savaşı'ndan farklı olduğunu, asker gönderebilmek için Kanada Meclisi'nin karar vermesi gerektiğini açıkladı. İtalya, Romanya ve Sırbistan da Çanakkale'ye savaşmak için herhangi bir kuvvet göndermeyeceklerini açıkladılar.
23 Eylül'de toplanan Birleşik Krallık Bakanlar Kurulu, Doğu Trakya'yı Türkiye'ye terk etme kararı verdi. Bunun üzerine Türk Ordusu Başkomutanı Mareşal Gazi Mustafa Kemal Paşa, herhangi bir olayı önlemek için orduya emir verdi. Ayrıca ateşkes görüşmeleri için Mudanya'yı teklif etti. Taraflar, 3 Ekim'de Mudanya'da bir araya geldi. 11 Ekim'de ateşkes şartları İngilizlerin takviye kuvvet alması üzerine 2 saatlik bir gecikmeyle Birleşik Krallık tarafından kabul edildi. Türkiye, bu takviyenin herhangi bir mukavemete sebebiyet vermemesi konusunda ikna oldu.
İzmir'in 9 Eylül 1922'de kurtuluşundan sonra Türk Ordusu'na bağlı bağlı birlikler Çanakkale'den başlayan tarafsız bölge üzerinden İstanbul'a doğru ilerlemeye başladı. Birleşik Krallık Bakanlar Kurulu, 15 Eylül 1922 tarihinde bir araya geldi ve İngiliz kuvvetlerinin konumlarını koruması gerektiğine karar verdi. Ertesi gün, Dışişleri Bakanı Lord Curzon'un yokluğunda, bazı kabine bakanları Türkiye'nin Sevr Antlaşması'nı ihlal ettiği gerekçesiyle, İngiltere ve dominyonları tarafından Türkiye'yi bir savaş ilanı tebliği ile tehdit etti. 18 Eylül'de Fransa'da bu konuyu görüştükten sonra ülkesine geri dönen Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Lord Curzon, Fransa Başbakanı Raymond Poincaré tarafından geri çağrıldı. 20 Eylül'de tekrar Fransa'ya gelen Curzon'a Poincaré, Çanakkale'de bulunan Fransız birliklerinin derhal geri çekilmeye başladığını bildirdi ve ateşkes yapılması için sert bir dille azarladı.
İngiliz halkı, Çanakkale'de Türklerle tekrar savaşa gitme olasılığı ile paniğe kapıldı. Dominyonlar, Başbakan David Lloyd George'un bu konu hakkında danışmaması üzerine hiç bir kuvvet göndermeyeceklerini açıkladılar. Kanada Başbakanı Mackenzie King, durumun 8 yıl önce patlak veren I. Dünya Savaşı'ndan farklı olduğunu, asker gönderebilmek için Kanada Meclisi'nin karar vermesi gerektiğini açıkladı. İtalya, Romanya ve Sırbistan da Çanakkale'ye savaşmak için herhangi bir kuvvet göndermeyeceklerini açıkladılar.
23 Eylül'de toplanan Birleşik Krallık Bakanlar Kurulu, Doğu Trakya'yı Türkiye'ye terk etme kararı verdi. Bunun üzerine Türk Ordusu Başkomutanı Mareşal Gazi Mustafa Kemal Paşa, herhangi bir olayı önlemek için orduya emir verdi. Ayrıca ateşkes görüşmeleri için Mudanya'yı teklif etti. Taraflar, 3 Ekim'de Mudanya'da bir araya geldi. 11 Ekim'de ateşkes şartları İngilizlerin takviye kuvvet alması üzerine 2 saatlik bir gecikmeyle Birleşik Krallık tarafından kabul edildi. Türkiye, bu takviyenin herhangi bir mukavemete sebebiyet vermemesi konusunda ikna oldu.