Translate

11 Mart 2014 Salı

NİLÜFER HATUN
 Yarhisar Tekfurunun kızı, Orhan Gazi'nin eşi ve Murat Hüdavendigarın annesi.

Asıl adı Holofira'dır; müslüman olduktan sonra Nilüfer adını almıştır. Bursa yöresinde yaptırdığı camilerle ve hayır işleriyle çok sevilmiştir. İsmi Bursa'da bir ilçeye verilmiştir. Kabri Söğüt'teki Orhan Gazi türbesindedir.

Osmanlı sultanlarından Orhan Gâzinin hanımı. Bursa civârındaki Yarhisar tekfurunun kızıdır. Bilecik tekfurunun oğlu ile düğünü yapılırken, tekfur, Osman Gâziyi dâvet ederek öldürmeye hazırlandı. Osman Gâzi dostu olan Harmankaya hâkimi Köse Mihal vâsıtasıyla durumu öğrenince, tekfurun bulunmamasından da istifâde ederek Bilecik Kalesini fethetti (Bkz. Osman Gâzi). Gelin alayı da basılarak dağıtıldı ve gelin esir alındı. Müslüman olan ve Nilüfer adını alan tekfurun kızı, Orhan Gâzi ile evlendirildi. Nilüfer Hâtundan Osmanlı Devletinin kuruluşunda büyük hizmetleri görülen Süleymân Paşa ve Murâd-ı Hüdâvendigâr dünyâya geldi. Orhan Gâzi serhat boylarında babasının vasiyeti gereği cihâd ederken, hanımı da ömrünü hayır işleri yaptırmakla geçirdi. Vefâtında Bursa-Tophâne semtindeki Orhan Gâzi Türbesine defnedildi.

Nilüfer Hâtun, daha önceki adı Odrises olan Bursa’nın doğusundaki çayın üzerine köprü yaptırarak bu çayın kendi adı ile anılmasına sebep oldu. Ayrıca Bursa Kalesinde bir câmi, kaplıca kısmında da bir tekke yaptırdı. Oğlu Murâd-ı Hüdâvendigâr ise annesi adına İzmit’te meşhûr Nilüfer Hâtun İmâretini inşâ ettirdi.
(Aşağıda solda oğlu I.Murad sağda eşi Orhan gazi)
SÜLEYMAN PAŞA
(1316 (?) - 1357/1360 arası),Osmanlı Padişahı Orhan Gazi'nin büyük oğlu olup, annesi Nilüfer Hatun'dur. Osmanlı Devleti'nin Rumeli'ye, başka bir deyişle Avrupa'ya geçişinin öncüsü ve sembolü olan şahsiyettir ve Rumeli Fatihi olarak bilinir.
İlk defa Gerede'de yönetici olarak hizmete başlamıştır. İzmit, Göynük ve Mudurnu civarı kendisine tımar olarak verilmiştir.İznik (1331) ve İzmit (1337) fetihlerine katılmış, fethinde büyük rol oynadığı Karesioğulları Beyliği'ne bey tayin edilmiştir (1335). Sırplara karşı, Bizans'a yardıma giden Osmanlı kuvvetlerine kumanda etmiştir. Rumeli’ye geçerek Selanik’i Sırplardan almış ve Bizanslılara vermiştir (1349). Rumeli'ye ikinci geçişinde (1352), Bulgar ları Dimetoka’da yenmiştir. Bu harekatlarında Çimpe Kalesi, kendisine üs olarak verilmiştir. Gelibolu başta olmak üzere Marmara ’nın batı kıyısındaki şehirleri ele geçirdiyse de, Bizanslılarla yapılan antlaşma îcabı, buraları daha sonra boşaltmıştır. Eretna Beyliği beyi Alaeddin Eretna'nın ölümünden sonra bölgede doğan karışıklıktan istifade ederek Ankara'yı zaptetmiştir (1354). Bizans'ta imparator değişikliği üzerine, dikkatini yeniden Trakya'ya yöneltmiştir.
Üçüncü geçişinde, Biga'da topladığı ordularını Çardak limanında gemileri yan yana koyarak Çanakkale Boğazı'ndan geçirmiş ve Bolayır'ı kendisine üs edinerek, artık Osmanlı'nın Rumeli'de yerleşmesine dönük bir politika izlemiştir. Anadolu'dan getirttiği Türkmen ailelerini Rumeli'de kurduğu köylere yerleştirmeye başlamıştır. Daha önceki harekatlarda yapılan keşifler ve edinilen bilgilerin de yardımıyla Gelibolu Yarımadası nın kısa bir sürede Osmanlı yönetimine katılması sağlanmış, daha sonraki fetihler için hareket noktası oluşturulmuştur.
Ölüm tarihi konusunda farklı görüşler mevcuttur. Bir görüşe göre 1360'ta, Bolayır ile Seydikavağı arasında doğanla avlanırken atından düşerek vefat etmiş, cenazesi vasiyeti doğrultusunda Bolayır'da imareti civarında yaptırmış olduğu türbeye defnedilmiştir.Kendisi için daha önce yaptırdığı türbe boş olarak Yenişehir, Bursa'da bulunmaktadır.Âşıkpaşazâde Tarihi ölüm tarihini 1356 olarak verirken, Anonimler ve Oruc Tarihi 1357 olarak vermektedir.Ruhî, Süleyman Paşa'nın Rumeli'de altı yıl boyunca mücadele verdikten sonra öldüğünü söyler. Kendisinin 1352 yılında Cinbi'yi aldığı göz önünde bulundurulursa, Ruhî'nin verdiği yıl 1356 civarına tekabül etmektedir.Takvimlerden biri, Orhan Gazi'nin Süleyman Paşa'dan beş yıl sonra sonra öldüğünü kaydeder ki Orhan Gazi'nin 1362 Mart'ında öldüğü bilindiğinden, takvimin verdiği tarih 1356 civarına denk gelmektedir.Bizanslı tarihçi Nikeforos Gregoras ise Süleyman Gazi'nin ölümünün, kardeşi Şehzade Halil'in esir edildiği 1357 yılından kısa bir süre sonra gerçekleştirdiğini yazmaktadır.
Bursa, Yenişehir, Göynük, Geyve, Akyazı, İzmit, İznik ve Gelibolu'da imaret, cami medrese, kervansaray, mektep ve mescit gibi eserler inşa ettirmiştir.
PELEKANON SAVAŞI 1329
Osmanlıların Kocaeli Yarımadasındaki fetihleri ve İznik'i kuşatmaları sebebiyle 10-11 Haziran 1329 tarihinde Bizans imparatoru III. Andreanikos ile Osmanlı hükümdarı Orhan Bey arasında yapılan muharebedir. Muharebe, Osmanlıların zaferiyle sonuçlandı ve o güne kadar dikkat çekmeyen Osmanlılar ön plana çıktı.
Türklerin Kocaeli yarımadasındaki kaleleri alarak Boğaz'a inmeleri Bizans İmparatorluğu' nu telaşa düşürmüştü. Osmanlı Beyliği tarafından alınan kaleleri geri almak ve kuşatma altındaki İznik' i kurtarmak için Bizans imparatoru III. Andreanikos gizlice hazırlıkta bulunarak Rumeli' den getirttiği iki bin kişilik kuvvete İstanbul ve etrafından katılan kuvvetlerle birlikte Anadolu yakasına Üsküdar' a geçti. İmparator 1329 Mayıs'ında Orhan Bey' nin üzerine yürüyüp kendisine sahilde Flokren (Darıca ile Tuzla arasında bulunuyor.)kasabasını karargah yaptı.Bunu haber alan Orhan Gazi İznik kuşatmasına bir miktar asker bırakarak sekiz bin mevcutlu kuvvetlerinin başında olarak Pelekanon (Darıca ile Eski hisar arasında) mevkiinde bizzat İmparator'un kumandasındaki Bizans kuvvetleriyle çarpıştı.
Akşama kadar süren muharebenin devam etmesini tehlikeli gören İmparator'un ordugahına döndüğü sırada Orhan Gazi'nin taarruza geçmesi üzerine Bizans ordusunda panik oluştu. Bu esnada yaralanan İmparator deniz yolu ile İstanbul' a döndü, ordusunun çoğu kaçamadı ve imha edildi. [
ABDURRAHMAN GAZİ
Osmanlı Devletinin kuruluşunda büyük hizmetleri geçmiş bir kumandan, Aydos Kalesi'nin fatihidir. Doğum tarihi ve yeri bilinmemektedir. Ertuğrul Gazi zamanında başlayan devlet hizmetini Osman Gazi ve oğlu Orhan Gazi devirlerinde de devam ettirmiştir.
Osmanlı beyliğinin diğer askeri şahsiyetleri olan Akça Koca, Samsa Çavuş ve Konur Alp, Akyazı, İznik ve İzmit ile meşgul olurken, Abdurrahman Gazi de İstanbul tarafındaki hisarlara akınlar düzenlemiştir. Bursa fethedilinceye kadar, Bizans sınırında uçbeyi olarak hizmetlerde bulundu.
1328 senesinde Orhan Gazi, Abdurrahman Gazi ile Konur Alp'i Aydos Kalesi'nin fethi ile görevlendirdi. Bu kalenin istihkamları çok sağlam olduğundan, kalenin fethi uzadı. Bu arada kale tekfurunun kızının gördüğü rüyadan sonra yazdığı mektup üzerine yapılan uygulanan taktik neticesinde kale fethedildi. Orhan Gazi kale tekfurunun Müslüman olan kızını Abdurrahman Gazi ile evlendirdi. Abdurrahman Gazi bundan sonra İznik üzerine akınlarda bulundu.
Abdurrahman Gazi 1329 senesinde vefat etmiştir. İsmi Eskişehir yakınında kendi adı ile anılan köyde yaşamakta, mezarıda Samandıra, İstanbul'a bağlı Abdurrahman Gazi mahallesinde bulunmaktadır.
KOYUNHİSAR MUHAREBESİ 1302
18 Temmuz ve 27 Temmuz 1302 tarihleri arasında Osmanlı Beyliği ile Bizans İmparatorluğu'nun yaptığı muharebedir. Koyunhisar Savaşı Osmanlı Beyliği ve Bizans İmparatorluğu arasında yapılan tarihteki ilk silahlı çarpışmadır. Savaşı Osman Bey yönetimindeki Osmanlı ordusu kazanmıştır.
Savaşın sebebi:Osmanlıların İzmit'e yaklaşmalarından korkuya kapılan Bizans tekfurlarının aralarında anlaşarak Osmanlı Beyliği'ne saldırması. Savaşın yeri:
Köyünhisar Muharebesi diye tanımlanan savaş bugün Bursa ili Yenişehir ilçesine bağlı Koyunhisar ya da diğer adı ile Hamidiye köyünün bulunduğu ovada gerçekleşmiştir.
Başta Bursa valisi Atranos, Ketel ve Kite tekfurları Osman Bey'e karşı birleştiler. İmparator II. Andronikos Palaiologos da 2.000 kişilik çoğu paralı asker olan Alan'lardan oluşan bir merkezi ordu gücü gönderdi. Ancak bu birleşik Bizans ordusu Osman Bey komutasındaki Osmanlı kuvvetleri tarafından, İzmit'in kuzeydoğusunda Koyunhisar (Baphaeon) denilen yerde ağır bir yenilgiye uğratıldı.
Bu savaş sırasında yenilen Bizanslı güçlerin çok fazla zayiata uğramadıkları ve birçok merkezi Bizans gücüne ait Alan asıllı paralı askerin dağınık şekilde İzmit'e döndüğü bildirilmektedir.Osmanlı gücünden ise Osman Bey'in yeğeni Aydoğdu Bey hayatını kaybetmiştir. Osman Gazi yeğeninin ölümüne çok üzülmüştür. Aydoğdu Bey'in kabri halen Koyunhisar beldesinin girişindedir.
Muharebenin önemi;
  • Osmanlı Devleti Bizans'a karşı gücünü göstermiştir.
  • Osmanlılar Bizans tekfurlarının güçlü ordusunu yenerek zaten zayıflamış olan Bizans'ın gücünü iyice zayıflatmıştır.
  • Bursa'nın kuzeyi hariç üç tarafı Osmanlı topraklarıyla çevrilmiştir.
  • Osman Gazi'nin ününe ün katmıştır ve Anadolu'nun dört bir yanından gönüllüler Osman Gazi komutasındaki Osmanlı ordusuna katılmışlardır.
  • Tarihçi Halil İnalcık 2009'da verdiği bir konuşmada Osmanlı beyliğinin devlet niteliğini 1302 yılında Koyunhisar Muharebesi'ndeki Osman Bey'in galibiyetinden sonrası kazandığını iddia etmektedir.
  • OSMANOĞULLARININ ATASI SÜLEYMAN ŞAH
     (1178? - 1227, Fırat), Kaya Alp'in (Kutalmış) oğlu, Ertuğrul Gazi'nin babası, Osman Gazi'nin dedesidir. Oğuzların Kayı boyundandır. Doğum yeri ve tarihi hakkında kesin bilgiler yoktur.
    12. yüzyılın sonlarında doğduğu ve Kayı boyunun reisi olduğu bilinir. Moğol hükümdarı Cengiz Han’ın Orta Asya’daki istilâsı üzerine, 13. yüzyılda Türkistan’dan batıya doğru göç etmeye karar vermiştir. Türkistan'dan 50.000 kişiyle Kuzey Kafkasya üzerinden Doğu Anadolu'ya gelerek, 1214'te Erzincan ve Ahlat taraflarına yerleşti. Aynı boya mensup bazı aşiretler de Diyarbakır, Mardin ve Urfa'ya yerleştiler. Dikkat edilmesi gereken bir husus, Süleyman Şah'ın, Anadolu Selçuklu Devleti'nin kurucusu olan Kutalmışoğlu Süleyman Şah ile karıştırılmaması gerekliliğidir.
    Süleyman Şah Kayı boyu'ndan birkaç bey ile Caber'e giderken Fırat Nehri'nde boğuldu. Ölümünden sonra Caber Kalesi'nin dibindeki bir kümbete gömüldü.Süleyman Şah'ın Sungur Tekin, Gündoğdu, Dündar Bey ve Ertuğrul Bey adında dört oğlu vardı. Sungur Tekin ve Gündoğdu, kabileleriyle birlikte eski yurtlarına döndü. Dündar Bey ve Ertuğrul Gazi, 400 çadırlık aile efradıyla beraber yeni bir yurt aramak için Pasin ovası ile Sürmeliçukur yöresine gittiler.
    Mezarın bulunduğu bölge, I. Dünya Savaşı sonrasında Suriye Osmanlı Devletinden ayrılınca, Fransız Suriye Mandası sınırları içerisinde kalmıştır. Ancak Ankara Anlaşması ve Lozan Antlaşması'na göre Türkiye'nin toprağı sayılmıştır. Günümüzde Caber Kalesi'nde Kutalmışoğlu Süleyman Şah'ın mezarının yanında bulunan türbesinde Türk askeri nöbet tutmaktadır.
    Sevgili" tarihbilgi" ziyaretçileri bugün bloğumuzda sadece Türk tarihihnin büyük devleti Osmanlı devletinin kuruluş döneminden bazı paylaşımlar yapacağız.